23 Haziran 2013 Pazar

KÜÇÜK APTALIN BÜYÜK DÜNYASI


KÜÇÜK APTALIN BÜYÜK DÜNYASI

Pucca Günlük

Yazarı: Pucca

Yayınevi: O Kitaplar

Basım Yılı: 14. Baskı - Nisan 2011

Sayfa Sayısı: 357


Pucca rumuzlu kız, eski sevgilisinden intikam almak için 2007'de bir blog açmış. Bu blog zamanla çok takip edilir olmuş. Nasıl deniyor, "fenomen" olmuş. Sonra gelsin kitap yazmalar, gelsin köşe yazarlığı.

Kitabın basıldığı yılı hatırlıyorum. Küçümseyen küçümseyene. Böyle kitap mı olurmuş, buna da edebiyat mı denirmiş. 

Bir de kimliğini ifşa etmişti kız. Aman o kız bu muymuş, herkese kulp takıyor, önce kendine baksınmış, ne çirkinmiş, ne aptalmış.

Yeter la, vurmayın kıza daha fazla.

Arkadaşım bu kızın kitaplarını almış. Hemi de üç cilt. Küçümseyip alay ettiğiniz kızın üç cilt kitabı var lan. İyi kötü, basılmış, satılmış, üstelik çok satılmış, çok ses getirmiş üç cilt kitap. 

Ben ablaya saygı duyuyorum. Bu yüzden beni de küçümsersiniz belki ama saygı duyuyorum hacı, yalan yok. 

Bir de kıza abla diyorum, aynı yaştayız halbuki, işte saygımdan, ablamsın.

Çok kitap okuyan herkesin hayali bir gün kitap yazmaktır herhalde. Gerçi bu hayali kurmak için çok kitap okumaya da gerek yok. Bir kitap yazarı olma hayali herkesin hakkı.

Benim de böyle bir hayalim var ama gerçek olması çok zor.

Pucca'nın kitap yazma ihtimali bile benimkinden daha fazlaymış zaten.

Bir kere kız hayat hikayesiyle kitap yazma konusunda 1-0 önde benden.

Baktığınızda kızın hayatı zaten "yazsam roman olur" cinsinden.

Annesi babası ayrı. Anneden hayır yok. Üvey babası var. Çocukluğu bunların yanında geçmiş. Üvey babadan şiddet görmüş. Bu nedenle sorunlu bir çocukluk geçirmiş. Devamında da yine sorunlu bir ergenlik.  

Aşk hayatı da çalkantılı. Heriflere aşık olup duruyor, ama adamlar bunu terkediyor, aşık olduğu adam kendisine aşık olsun diye türlü çeşitli oyunlar, planlar kuruyor. Sevgililerden biri gidiyor, yerli malı Türk dizileri gibi hemen giden sevgilinin yerine yeni oyuncudan sevgili geliyor.

Yani kız hayatı itibariyle kitap yazmaya müsait.

Bana bak. Anne baba kardeşlerimle düzgün, normal bir ailede yaşadım. Çocukluğumda şiddet namına kıça şaplak, güdümlü anne terliğinden  kafaya darbe gibi travmaya sebep olmayacak şeyler yaşadım. 

Aşk hayatım desen, 6 yıldır çıktığım biri var ve yakında evleneceğiz.

Bu kadar düzgün, normal, sıradan hayattan kitap çıkar mı? Çıkmaz. 

Geriye kala kala hayalgücü kalıyor. O da biraz tırt. 

Dolayısıyla her ne şekilde olursa olsun kitap yazabilen, bunu bastırabilen, bir de üstüne okutabilen insana saygı duyarım hacı.

Ayrıca kız o kadar da kötü yazmamış. Bir kere çapını biliyor. Hayatta en sevdiğim insan türüdür bu. Ne olduğunu bilen insan. Öyle Demet Akalın gibi, müzik ödül töreninde "O ödüllerin hepsini aslında ben hakettim" havasına girenlerden değil.

Bu kızın öyle bir iddiası yok. Ne nobel ödülü hakedecek bir kitap yazdığını düşünüyor, ne de kitabının edebiyat klasikleri arasına girmesi gerektiğini.

Yaşamış, yazmış, birileri de "Bundan kitap olur" demiş, o da bunu değerlendirmiş. Aferin.

Kendisini de övmemiş hiç. Tipinin, şeklinin şemalinin de farkında. Kız zaten "Ben dönyanın en gözel garısıyam" dememiş ki, fotoğrafı ortaya çıkınca "Ay herkese bok atıyordu, kendisi bu muymuş?" diyorsunuz.

Öff ne savundum kızı be. 

Kitabını da okudum çatır çatır. 

Keyifle okudum, fazla zamanımı almadı zaten. Bir çırpıda bitiyor. 

Daha ikinci, üçüncü cildi de var. Onları da okuyacağım. 

2 yorum:

  1. Bu yazıdan sonra'Kim şu meşhur Pucca' dedim.
    Meğersem Türk'müş:O

    Ben bunca zaman onu yabancı zannedip, durmuştum.

    Ayrıca bazen amatör okumalı ve amatörleri de küçümsememeli. Küçümsedikçe ergenlere benziyoruz yoksa:D

    YanıtlaSil
  2. Hürriyet'te köşe yazarlığı bile yapıyor. Köşesini okumadım hiç ama kitapları eğlenceli.

    YanıtlaSil